Twitter
RSS

eksik eylüllerin geciken yağmurları

"teskin etmeyecekti o sonbahar beni ne seni ne de beni
çünkü eylülü biraz eksikti yağmurlarım gecikti..."


Sayılı, güzel pazarlardan biriydi.. Üç akşam öncesinin şokunu henüz atlatamamış belki de kolay kolay atlatamayacak olan biri olarak tek kaçış yolu içimi boşaltmak çıkar yol gibi gözükmüştü; hem eski bir dost dememiş miydi "-Ne gam kalır, ne kasavet..." diye?

Ters köşe olarak uyanmıştım pazar sabahı; hazırlanırken, evden çıkarken, yolda yürürken hep son dakikada bişey olacak gibime geliyodu nedense.. Olmadı, en nihayetinde karşılaşmıştık işte (:

Kısa süreli garip bir şaşkınlık ilk yarım saat.. Oysa bunun da uzun süreceği vardı yine aklımda haftalardır.. Karnı tok iki medeni insan Kadıköy sokaklarında ağır adımlarla yol almaya başlarlarken sokakların büyüsü katlanmakta, ilginçtir havada ise bir tuhaflık hissedilmekte, güneş ve ısıran bir rüzgar ilerleyen dakikalarda atıştırmaya başlayacak yağmuru haber vermekteydi sanki.. Uzun uzun konuşan iki kişiden ben olanı aslında uzun uzun susmakta bir kez daha içine atmaktaydı.. Yağmur damlaları başlayınca aynı şemsiyenin altında birkaç adımla hızla uzaklaştık güzelim sahilden... Artık gün bitiyordu ne de çabuk geçmişti zaman :(

Hava kararmış, dört saatlik bu filmin galası sona ermeye başlamıştı, otobüsün en arka koltuğuna oturduğumda fonda çalan şarkı ve mavi ışıklı köprünün etkisi ile film kare kare gözümün önünde canlanmakta, filmin adını ise "Ne olacak şimdi?" koymaktaydım.. :(











Sisteminizde Flash Player 10 kurulu değil :(